AMAN DOKTOR....CANIM CİCİM DOKTOR...:










[ 24.01.2008 Perşembe sabaha karşı 04:23....8 adet bira+bi miktar çerez+cacık+bolca tüketilmiş sigara sonrası]

[ HEPİMİZ ÖLECEĞİZ!.... ]



Metin'i kaybettik... Kimmi bu Metin? Metin Demirhan... Birçoklarınız tanımazsınız , normaldir... Zaten onunda hiçbir zaman tanınma gibi bir kaygısı olmamıştı... İstediği gibi yaşadı , kimseyi takmadan bildiği gibi... Karikatüristti , onu tanıdığımda... "Pişmiş Kelle" isimli bir dergide çiziyordu...Aynı zamanda "Megametal" isimli bir fanzin çıkarıyordu Orkun Uçar'la beraber..(Orkun?Hani şu "Metal fırtına"yı yazanlardan...)Benimde bi fanzinim vardı. İyiki vardı... O fanzin sayesinde Bu güzel insanı tanımıştım çünkü... Beraber çok vakit geçirmedik açıkçası , ayrı şehirlerdeydik çünkü... Ama biraraya geldiğimizdede ortalığı darmadağın ederdik o dönemde... Türü önemsemeden bütün konserlere gidip geberene kadar içerdik... Müzik , hayatının önemli bir parçasıydı ama asıl Metin dendiğinde akla Fantastik sinema gelirdi. Bunuda ilk olarak çıkarttığı fanzin tadındaki "Nostromo" isimli dergide net olarak görmüştüm...Türkiye'nin bana göre en uçuk sinema yazarı Giovanni Scognomillo ile onun sayesinde tanışmıştım. Beraber planları vardı ve sonradan bazılarını gerçekleştirdilerde... bildiğim kadarıyla iki ortak kitap yazdılar ve bu ülkede düzenlenen ilk fantastik film şenliğini kotardılar. Manyaktı Metin... devamlı doluydu , devamlı planları vardı ... dışarıdan bakan bir insan için hımbıl ve herşeye boşvermiş gibi görünmesine rağmen aslında her an fitili ateşlenebilecek bir barut gibiydi... Güzel insandı...
İstanbul'a gittiğim zamanlarda mutlaka uğrardım ama uzun zamandan beri İstanbula gitme fırsatım olmamıştı. Dertler , sıkıntılar arasında pek aklıma gelmiyordu doğrusu... Devamlı aklımdaydı gibisinden vefalı insan rolündeki yalancılardan olmanın bi manası yok çünkü... Sadece güzel kafayı bulduğum nadir gecelerde "Off ulan off hayatını yaşıyosun beee... Bizde buralarda sürünüyoz..." diye kıskançlık kokan özlemlerle yadederdim kendisini...
Aralığın ortalarıydı... Öğlene doğru uyanmış elimde sigara ve Pek takip etmediğim müzik dergilerinden biriyle tuvaletin yolunu tutmuştum...Uzun süreli bi seans yapacaktım tuvalette... Ama sayfalarını karıştırdığım dergide metinin resmini gördüğümde donakaldım. Fotoğrafının yanında "KAYBETTİK" yazıyordu... durdum... kalakaldım... !!!... ???...
Henüz 42 yaşındaydı... Ölüm.... Hepimiz öleceğiz... Biliyorum ki bende öldüğüm zaman kimsecikler bilmeyecek... Hatta onun için yüzeyselde olsa yazılmış bir iki "kaybettik" makalesine bile sahip olamayacağım... Belki bir iki insan alkol masalarında meze olarak bir iki "vah vah"lı cümle kuracak... bir kaç hafta sonraysa hatırlanmamak üzere yokolacağım... Bunun içinmi yıllardır milletin boş işler diyerek kıçıyla güldüğü idealler peşindeyim... Bi boka yaramıycakmı acaba? Metin giderkende bişeyler bırakarak gitti gerçekten...
Metin'i tanımıyorsun biliyorum... Ama umarım anlamışsındır... Kendimi yaşamak için uğraşıyorum yıllardan beri... Ama Kendini yaşamak konusunda onun kadar başarılı olmam imkansız.O anın değerinin farkına varmış bi herifti...Ve anın değerini bilmek çok önemli... Çünkü 5 dakika sonra hala yaşıyor olacağımızı kimse garanti etmiyor...
Yaşayalım bee... hınç alırcasına... bizi çürütmesine müsaade etmeden yaşayalım hayatı... biz hayattan diil hayat bizden korksun... Korkmadan , çekinmeden balıklama dalalım içine...yaşadığımız anın tadını çıkarabilelim... Yarını düşünerek zehir etmiyelim herşeyi... Henüz yaşanmadı çünkü... Yarına daha çok var... Hatta yarın olacakmı? o bile belli değil... Her gece yastığa başımızı koyduğumuz zaman ufak bir gülümseme olabilsin yüzümüzde...
Neyse , rahat uyu Metin!... Nasıl olsa gelicez bizde... sen şimdiden hazırla sofrayı... içelim tozutalım eskisi gibi....
(1.Kasım.2007'de net'te Metin'in ölümüyle alakalı çıkan yazı....)
Sinema yazari ve tarihçisi, kisa film yönetmeni ve karikatürist Metin Demirhan, Ramazan Bayrami’nin ikinci günü geçirdigi rahatsizliga karsi 20 günden bu yana verdigi savasi kaybederek bu sabah vefat etti.
Çagdas Türk karikatürünün önde gelen isimlerinden, sinema yazari ve arastirmacisi, kisa film yönetmeni Metin Demirhan çesitli dergilerde yayinlanan karikatürleri, çizgi romanlari ve sinema üzerine yazdigi kitaplariyla taniniyordu. Metin Demirhan, beyin kanamasi sonucu kaldirildigi hastanede yogun bakima alinmisti.
Siddetli bas agrisi nedeniyle Bakirköy Ruh ve Sinir Hastaliklari Hastanesi'nde tedavi altina alinan Metin Demirhan'in Hastanede yapilan tetkikler sonucu beyin kanamasi geçirdigi anlasilmisti.
42 yasinda hayata veda eden Demirhan’in cenazesi 2 Kasim Cuma günü Istanbul, Gaziosmanpasa-Dörtyol Imam Hatip Lisesi Camii’nde kilinacak cuma namazinin ardindan topraga verilecek.





Ve Metin'in son yayınlanan yazılarından biri.....
Bu yazi 'Karakalem' dergisinin sonbahar 2007 sayisinda yayinlanmistir.
“FANTASTIK TÜRK SINEMASINDA TEHLIKELI KADINLAR”

Özellikle 60'li yillarin ortalarindan 70'li yillarin baslarina dek, Türk sinema tarihinde bir kereye mahsus olmak üzere Altin Çag 'ini yasamis olan Fantastik furya, gerek anlattigi öykülerle, gerek sundugu ilginç kostümler ve tabii ki onlari giyen bas ve yan karakterlerle, belli zevkleri paylasan bir kesimin ilgisini çekmeyi basarmistir. Istemli ya da istem disi, siradan olanin, duragan olanin kostugu kulvarlari terk ederek, bir çirpida kendi kulvarini olusturmustur da... Neler olmustur bu kulvari olusturmasini saglayan etmenler ?..
Filmlere bakarak bir analiz yaptigimizda öncelikle bu filmleri üreten sirketlerin çok fazla sermayesi olmayan, Özler Film, Sahin Film, Hisar Film, Emel Film, Yerli Film (Tual Film adini alacaktir daha sonra), Atadeniz Film ve Osmanli Film (daha sonra Anit Ticaret oldu) gibi küçük sirketler olduklarini görürüz. Sirketler küçük, sermaye de dogal olarak az olunca dönemin Türkan Soray, Fatma Girik, Cüneyt Arkin ve Ayhan Isik gibi yüksek ücretle çalisan starlari ile filmler yapmak imkansiz oldugu için kendi starlarini yaratmak zorunda kalmislardir. Kendi yönetmenlerini de bulmalari, ortaya çikarmalari gerekmistir. Dönemin bütün Fantastik Türk Filmleri için bu durum sözkonusu olmasa da büyük sirketlerin pahali oyuncu ve yönetmenlerle yaptigi filmler, furyanin içinde devede kulak kalmaktadir. Yani Fantastik Türk Sinemasi genellikle B’den Z kategorisine dek samimiyetini korumus, Yesilçam 'in küçük ve az parali sirketleri için can simidi olmustur. Ama kendilerini A kategorisine sokan varlikli sirketlerin burun kivirdiklari, küçümsedikleri türleri barindirdigindan, genellikle onlar tarafindan dislanmistir. Fantastik Türk Sinemasi bu yüzden kirsal alanda ya da kentlertin ücra köselerindeki mahalle sinemalarinda, genellikle çocuk yastaki izleyiciler tarafindan tüketilen, hatta bütçesine göre yapimcilarina iyi kârlar getiren bir alan olmustur. Izleyici potansiyelinin çogunu çocuk yastakiler olusturdugundandir ki, filmlerin birçogunun konulari ve tipleri, ya dogrudan Zagor, Kaptan Swing (Comandante Mark) ve Kizilmaske (The Phantom) gibi çizgiromanlardan alinmis, ya da çizgiromanlardakileri çagristiran konu ve (bazen birden fazla tipin kombinasyonu olan Demir Yumruk , Demir Pençe ve Kinova gibi) kahramanlari içermislerdir.
Yilmaz Atadeniz , T. Fikret Uçak, Çetin Inanç, Tolgay Ziyal ve Tunç Basaran gibi çizgiromanlari sevdiklerini saklamayan yönetmenler arasindan özellikle de Yilmaz Atadeniz 'in yapitlarinda 30' lu ve 40' li yillarin ‘Seriyal’ filmlerinin etkisi çokça hissedilmektedir. Casuskiran (1967) , içiçe çektigi Zorro Kamçili Süvari ve Zorro' nun Intikami (1967) , Casuskiran: Yedi Canli Adam (1970) ve Yilmayan Seytan (1972) gibi filmleri Atadeniz 'in Seriyal tutkusunun en iyi örneklerini teskil etmektedirler. Çizgiromanlar söz konusu olunca da; 3 Dev Adam 'la T. Fikret Uçak (1973), Kaptan Swing: Korkusuz Kaptan'la Tunç Basaran (1971), ayni yil çekilen iki Kizil Maske ile de Çetin Inanç ve Tolgay Ziyal (1967) pek yabana atilamayacak ürünler vermislerdir.
Asil konumuz olan Fantastik Türk Sinemasi’nda Tehlikeli Kadinlar'a gelirsek , ön plana çikan isimlerin Gülgün Erdem, Feri Cansel, Figen Han, Eva Bender, Mine Sun, Melek Görgün,Yesim Yükselen, Suzan Avci ve Mine Soley gibi 'Vamp' oyuncularin, masum görünen ama deri giysilere bürünüp eline kirbacini aldiginda ölümcül olabilen bir Nebahat Çehre 'nin, Safiye Yanki gibi akrobatik hareketleri çok iyi uygulayabilen birinin, Nur-Ay gibi strip-tease ustalarinin adlari ön plana çikmaktadir.
T. Fikret Uçak'in oyuncu Dogan Tamer'in senaryosundan çektigi 3 Dev Adam'da ana karakterler erkektir. Filmde uluslararasi tarihi eser kaçakçisi bir örgütle mücadele etmek için, Amerika' dan Kaptan Amerika (Aytekin Akkaya) ve Meksika' dan da ünlü maskeli pankreas güresçisi Santo (Yavuz Selekman), Türk polisine yardim etmek üzere Istanbul' a gelirler. Her ne kadar filmin bas kadin oyuncusu Deniz Erkanat olarak görünse de, Mine Sun kötü karakter olan Örümcek Adam' in sevgilisi Nadya rolünde, en çarpici sahnelerden birinde görünerek onun önüne geçer. Filmin jenerik öncesi giris bölümünde, Örümcek Adam ve çetesi, deniz kenarinda bir yerde, kim oldugu pek belli olmayan bir kadini boynuna kadar kuma gömerler. Zavalli saskinlik içindedir. Kötü adamlar kiçinda deniz motoru bagli olan küçük bir teknenin pervanesini çalistirarak ona dogru ilerlerler. Kadinin yüzündeki ifade dehsete dönüsür. Pervane yüzünü parçalarken fiskiran kanlar, Örümcek Adam' in yaninda bulunan sevgilisi Nadya' nin çiplak bacaklarina siçrar. Nadya' nin yüzü orgazm aninda doruga ulasmis bir kadinin yüz seklini alir. Bu sahne daha basindan filmin 'Tehlikeli Kadin'inin Mine Sun oldugunu göstermektedir bize.
Melek Görgün ise oynadigi, Italyan kökenli esrarengiz western kahramani Kinova (Kinowa)' nin adini tasiyan, ama ne orjinal tiple, ne de öyküyle ilgisi olmayan Kinova: Demir Yumruk'ta (Çetin Inanç-1971), karate ustasi fettan bir kadini canlandirdigi Kirbaçli Yosma'da (Semih Evin-1972) ve intikam tutkusu yüzünden, renkli fetis kiyafetler giyip aksiyona katilan bir kadini oynadigi Disi Akrep'te (Feridun Kete -1972) erkek alemine dehset saçar (1). Yönetmen Yilmaz Atadeniz , Erotik Türk Sinemasi kitabi için kendisiyle yaptigim bir söyleside sanatçi ile ilgili olarak söyle anlatir;
Maskeli Seytan' da soguk, karli, islak bir havada Melek Görgün çirilçiplak soyunarak özveriyle çalisti. Tabanlarina kat kat sargida kullanilan ten rengi bantlardan yapistirmama ragmen üsüttü ve yumurtaliklarindan hastalandi. Hiç kapris yapmazdi. Tam tersine sette çok yumusak, hiç sinirlenmeyen bir yapisi vardi. Sette soyunurken çok rahat idi. Profesyonel, uyumlu, dost bir insan idi. Hiç geç kalmaz, olay çikarmazdi. Hatirliyorum O' nun Hikayesi' nde (Yilmaz Atadeniz-1975) para bile almamisti. Sanirim benim filmim oldugu için. Bu film onu iyice popüler yapti. Hemen sonrasinda ise gögüslerini silikonla büyüttü... ''
60'li yillarin sonlarinda Kibris' tan gelip, Yesilçam'da kendi çapinda hakli bir söhret yakalayan Feri Cansel'i ilk defa ünlü sinema yazari Agâh Özgüç piyasaya takdim etmistir. Yilmaz Atadeniz' e göre Feri Cansel Türk sinemasinin silikonlu gögüslere sahip ilk oyuncusudur. O yillarda az bulunan bu özellik onu kisa sürede Anadolu piyasasi için yapilan filmlerde zirveye ulastirir. Ilk zamanlarda jeneriklerde adi Can-Sel olarak yazilsa da basrol aldigi filmlerde Feri Cansel adini kullanir. 1970'te Yilmaz Atadeniz 'in çektigi Maskeli Seytan'da Irfan Atasoy'la basrolü paylasmadan önce özellikle de Pesen Film (Nevzat Pesen) için Ilhan Engin' in yönettigi Dev Adam (1968) ve Isik Toraman 'in sahibi oldugu Metin Film hesabina yapilan Demir Pençe: Korsan Adam (Çetin Inanç-1969) gibi filmlerde irili ufakli rollerde görünür. Maskeli Seytan'da Türk süper kahramani Irfan Atasoy'un sevgilisi, süper mini etekli ve uzun deri çizmeli tehlikeli kadin Feri'yi oynar. Yilmaz Atadeniz daha önce Irfan Atasoy'la yaptigi Casus Kiran'a (1968) bir devam filmi yapilmasi olayina hayir demeyince kadroya Feri Cansel alinarak Casus Kiran: Yedi Canli Adam (Irfan Film-1970) çekilir. Feri Cansel artik Tehlikeli Kadin rollerinin aranan oyuncularindan biri olmustur. Ayni yil yine bir Metin Film klasigi olan Demir Yumruk: Devler Geliyor'da (Tunç Basaran-1970), Kizilmaske, Superman ve Bat Man karisimi, Demir Yumruk adli karakterin (Enver Özer) kadini rolündedir. Bir yil sonra Yilmaz Atadeniz yine sahneye çikar ve kendi hesabina Belanin Krali (1971) adli filmi yönetirken, kadin oyuncu olarak Feri Cansel'i tercih eder. Bu Türk sinemasini en ilginç 'Yerli Süper Kahraman' filmlerinden biridir. Biraz konu olarak (Atadeniz'in pek çok avantür filminde oldugu gibi) 'Zorro' etkileri tasisa da, büyük sehirdeki bazi problemleri çözmek için Adana'dan Istanbul'a gelen 'Bela' lakapli bir genç (Irfan Atasoy) ve iki kizkardesinin (Safiye Yanki ve Hamiyet Yanki) serüvenlerini anlatir. Feri Cansel'in genç yastaki ölümü hayranlari ve onu taniyanlar arasinda sok etkisi yaratir. Halbuki bu olay sürpriz degildir. Sanatçiyi yakindan taniyan Yilmaz Atadeniz söyle anlatmaktadir;
''Feri ilginç bir kadindi. Kendine çok güvenirdi. Türk sinemasinda çogu kadin oyuncunun basinda hamileri, onlari koruyan birileri bulunurken onun yoktu. Istemezdi. Hayatini böyle sürdürürdü. Bir ara beraber oldugu bir adam vardi. Karinca bile incitemeyecek kadar zararsiz biri idi. Feri ne çektiyse dilinden çekti. Adama hakaretler etmis, erkekligine dokunan laflar söylemis ve adami kiskirtmis... Zümrüt de (Feri Cansel'in kizi) evde imis. Adam Feri'yi biçaklamis. Yani dili yüzünden hem kendini hem de adami yakti Feri... ''. Tabi bunlar Atadeniz’in yorumlari...
Belanin Krali'nda Feri Cansel'in yani sira akrobat Safiye Yanki ve Hamiyet Yanki kardesler de rol almislardir. Yilmaz Atadeniz bu filmin çekiminden sonra Irfan Atasoy'la Hamiyet Yanki'nin evlendiklerini anlatir. Bu filmde rol alan Safiye Yanki'nin 'Tehlikeli Kadin'ligi ise Melek Görgün, Feri Cansel ya da Suzan Avci gibi oyuncularin yaydiklari o ölümcül 'Cinsel Enerji' patlamalarindan degil de sahip oldugu 'akrobasi' yeteneginden kaynaklanmaktadir. Diger kadinlar gibi entrika kurma yetenegi yoktur onun oynadigi karakterlerin. O, rakiplerini akrobasi yetenegi sayesinde alteder. Tipki Filiz Akin'in Karateci Kiz'da (Orhan Aksoy-1973) oynadigi saf, masum, ama tacize ugradiginda intikamini alacak enerjiyi, gücü dogustan degil de sonradan, çalisarak, egzersiz yaparak kazananlardandir. Safiye Yanki, Sahin Film (Sahin Koçak) yapimi Maskeli Üçler'de (Melih Gülgen-1971), yine kendisi gibi akrobat olan Levent Çakir ve kardesi Metin Yanki (2) ile basrolleri paylasir. Ayrica Nesrin Nur ve Nur-Ay'da kötü adamlarin 'Tehlikeli Kadin'laridirlar, bol bol sevisirler ve vakit buldukça da strip-tease yaparlar. Safiye Yanki'yi daha sonra Uçan Kiz (Semih Evin-1972) adli 'Düssel' bir Sahin Film yapiminda görürüz. Burada söz konusu olan maskeli süper kahraman Bat Man'in 'Kiz' olani yani disisidir. Bu disi Bat Man (aslinda 'Bat Girl' dememiz gerekiyor) film boyunca kötü adamlarin korkulu rüyasi olur. Yine ayni yil, bu sefer Yerli Film (Tual Film-Hasan Tual) yapimi olan Süper Adam Istanbul'da (Yavuz Yalinkiliç-1972) adli filmde, Erdo Vatan (Erdogan Vatansever) ve Metin Yanki ile oynar Safiye Yanki. Bu filmde uçma yetenegi sinirli (asiri göbekli olmasindan kaynaklansa gerek) bir Süper Adam'in Diana adli, akrobasi ustasi sevgilisi rolündedir. Durmadan taklalar atar, Ihsan Gedik ve Ekrem Gökkaya gibi kötü adamlari döver. Gücü yetmediginde ise sevgilisi Süper Adam ona yardim eder.
Fantastik Türk Sinemasinin en tehlikeli kadinlarindan biri de masum görünüsüne ragmen Nebahat Çehre'dir. Yilmaz Güney' in karisi oldugu dönemlerde oynadigi Demir Pençe:Korsan Adam ve Demir Pençe:Casuslar Savasi (ikisi de Çetin Inanç-1969) gibi filmler sik sik kari koca kavgalarina neden olsa da, sanatçinin adeta kocasinin maço tavirlarina karsi bir durus simgeleyen bu tarz filmlerde israrla oynamasi normal karsilanmalidir. Filmografisinde Ilhan Engin' in yazip yönettigi Dev Adam (1968), Tolgay Ziyal'in Kizil Maske'si (1968), Feridun Kete imzali iki film; Zoro Disi Fantoma'ya Karsi ve Zoro'nun Kara Kamçisi (Evet 'Zorro' degil, 'Zoro' yaziliyorlar./ ikisi de 1969) ile Cüneyt Arkin'li Adsiz Cengâver (Halit Refig-1970) gibi tür için önemli ve ilginç yapitlar da vardir. Bu filmlerden 'Zoro'lar tamamiyle kayip olmasina karsin, diger üçü nadir de olsa orta karar görüntülü videolar olarak bazi koleksiyoncularda bulunabilmektedir (3). Nebahat Çehre; 'Demir Pençe' filmlerinde, vatani, milleti için, uluslararasi kötü güçlere karsi çarpisan maskeli kahraman 'Demir Pençe' ile omuz omuza verip, davaya katilan mini etekli, deri fetis giysili, uzun çizmeli ve kirbaçli fettan kadindir. Aksiyon halindeyken giydigi kostüm, Italyan sado-erotik çizgiroman ve fotoroman kahramani maskeli 'Genius'un maceralarindaki disi yan karakter 'Love'in kostümünü andirmaktadir (4).
Yesilçam'da 1967'de baslayan 'Killing' furyasina, Disi Killing (Aram Gülyüz-1967) ve Killing Ölüm Saçiyor (Birsen Kaya-1971) ile 'Süper Kahraman' filmlerinin gedikli kadin oyuncusu Gülgün Erdem'de katilir (5). O dönem avantür filmlerin aranan oyuncularindan biridir ve kavgaci, güçlü kadin imaji ona 'cuk' oturmustur. Filmleri mahalle sinemalarinda ve kirsal alanda iyi is yapmaktadir. Bebeksi yüzü ve yerinde dolgun vücuduyla, çocukluktan ergenlige yeni adim atmaya çalisan bizlere (her nekadar ben filmlerini 10 yil kadar gecikmeli izlemis olsam da) ilaç gibi gelmistir. Karaoglan’siz 'Karaoglan' filmi Camoka'nin Dönüsü'nde (Suat Yalaz-1968) büyük usta Danyal Topatan'la basrol oynamistir. Bu filmde eli kirbaçli, erkeklere kök söktüren acimasiz bir kadin rolündedir. Zamani gelince, dönemin erotik çizgiroman kahramani 'Jungla'dan ve Italyan seks bombasi Edwige Fenech'li ; Samoa: Regina Della Giungla / Samoa: Ormanlar Kraliçesi (Guido Malatesta-1968) ile Femi Benussi'li Tarzana: Sesso Salvaggio / Tarzana: Vahsi Seks (Guido Malatesta-1969) filmlerinden esintiler tasiyan, Kayahan Arikan (Tancan Akin)'in Disi Tarzan'inda (1971) rol almistir (6). Bir yil sonra, iki 'dehsetli' filmle türe katkida bulunmaya devam etmistir; Kaplan Kadin: Dehset Adasi (Tancan Akin / Kayahan Arikan-1972) ve Süper Kadin Dehset Saçiyor (Feridun Kete-1972). Iki film de günümüzde kayiptir. Ancak afis ya da lobby fotolari sayesinde bir parça olsun ne kadar keyifli filmler olduklari anlasilmaktadir. Kayiptirlar ve hazine degerindedirler...
Yesilçam'in 'Seks Bombasi' ünvanini, hakli olarak yillarca tasiyan Figen Han; Fantastik Türk Sinemasi’na, bir Yilmaz Atadeniz klasigi olan Casus Kiran: Yedi Canli Adam'da (1970) , filmin kötü karakteri Nihat Ziyalan'in seksi sevgilisi rolüyle bir giris yaptiktan sonra, Mehmet Karahafiz, Çetin Inanç ve Hasan Çakir'in Kurdugu Osmanli Film yapimi, Kinova: Demir Yumruk'a da (Çetin Inanç-1971) iki devam filmiyle katkida bulunmustur; Kara Seytan: Kinova 2 ve Kamçili Kadin: Kinova 3 (her ikisi de Çetin Inanç-1972). Bu filmlerde 'Oski' lakapli, aksiyon ustasi Hüseyin Zan ile süper bir çift olusturmuslardir.
Yesilçam'in 'Egzotik Bakisli' kadini, geçtigimiz yil kaybettigimiz Yesim Yükselen (asil adi Hamiyet Yükselel), sinemaya 1960 yilinda figüran olarak gelmis, Hüseyin Zan' in destegiyle, Yilmaz Atadeniz' in Maskeli Besler (1968) filminde Meksikali dansöz kizi oynamis, daha sonra 'B' filmlerinde ciddi rollere tirmanmistir. Sinemada 'Tehlikeli Kadin'ligini maskeli filmlerde kötü adam'in yaninda, iyi kahramana ve onun yandaslarina karsi göstermistir. 1971'de Cavit Yürüklü'nün Özler Film (Müfit Ilkiz) hesabina, Levent Çakir, Fatma Belgen ve Turgut Özatay ile çektigi Kizil Maske'nin Intikami'nda 'Vamp' bir tipi oynamistir. Kizil Maske'ye karsi kurulan entrikalarda aktif bir rol alan kadinidir. Kötü adam o olmadan bir hiçtir adeta. Emellerine ulasmak için onu kullanir. Ama basrol Kizil Maske'nindir ve kötüler cezalarini bulurlar. Kült fantastik ve macera filmleri üretme konusunda israrli olan, Isik Toraman'in sirketi Metin Film adina çekilen ve Hüseyin (Oski) Zan' in basrol oynadigi Örümcek'te (Taner Oguz-1972) yine entrikalara karisir. Kötü adamlarin, motosiklet kaskli, bandocu kiyafetli, maskeli kahraman Örümcek'i altetme çabalarina tuz biber olur. Yavuz Yalinkiliç'in yönettigi Süper Adam Istanbul'da'da (1972) kötü adam Hayati Hamzaoglu' nun fettan kadinlarindan biridir. Bir yil sonra, Türk sinemasinin en güzel Fantastik filmlerinden biri olan Çilgin Kiz Ve 3 Süper Adam'da (Cavit Yürüklü-1973), yaptigi 'Fludi' adli robotla Dünya'yi ele geçirmeye çalisan, 'Yüce Seytan' lakapli kötü karakterin sag kolu, maskeli ve fetis giysili ölümcül kadin 'Afrodit'i oynar. Ayrica Behçet Nacar'li ve Aytekin Akkaya'li birçok avantür filmde de rol almistir...
Gedikli Süpermen Levent Çakir'in oynadigi Çilgin Kiz Ve 3 Süper Adam'da olaganüstü yeteneklere sahip Üç Süpermen'e, 'Yüce Seytan' ve örgütüyle verdikleri mücadele sirasinda yardim eden, mini etekli 'Çilgin Kiz'i oynayan Emel Özden ise, ayni yil yine Levent Çakir'li Yarasa Adam-Bed Men'de (dogru okudunuz afiste ve jenerikte 'Bat Man' degil 'Bed Men' yaziyor) rol alarak gözlerimizi senlendirir. Yarasa Adam-Bed Men (1973), yönetmeni Savas Esici'nin sirketi Nuran Film hesabina çekilmistir. Emel Özden bu filmde hiç bir fedakarliktan kaçinmayarak soyunur ve adeta yataktan hiç çikmaz, hatta Levent Çakir'in da çikmasina izin vermez ve muhtemelen filmin adinin 'Bat Man' degil de 'Bed Men' olmasinin nedeni bu yüzdendir. Bu durum daha çok çocuklara yönelik maceralarindan bildigimiz Bat Man karakterine 'Adult' bir hava katar.
Fantastik Türk Sinemasi’nin Tehlikeli Kadinlari bu saydiklarimizla sinirli mi? Tabii ki degil. Biz sadece dönemin havasini solumak için geçmise yaptigimiz su küçük yolculugumuzda bu kadarina deginebildik. Kuskusuz tümünü anlatmak gerek. Ama bu bol sayfali bir kitabin saglayacagi imkanlar dahilinde olacak bir sey... Bakarsiniz bir gün bu da gerçeklesebilir ve biz de o muhtesem kadinlarla daha çok vakit geçirebiliriz...
Bir sonraki sayida görüsmek üzere...
---------------------------------------------------------------------------------------------
Dipnotlar:
(1) Feridun Kete Kimiz Film'in sahibi olmanin yanisira dönemin çocuk oyuncusu, günümüz sinema yazari ve sinema programi sunucusu Ali Hakan (Kete)'in babasidir da.
(2) Metin Yanki oynadigi birkaç filmden sonra, bir akrobasi gösterisi sirasinda kaza geçirerek genç yasta yasama veda etmistir.
(3) Fantastik Türk Sinemasi için önemli sayilan bazi kayip filmlerin bulunmasi ve izleyiciye kazandirilmasi, Ankarali dagitimci sayin Cengiz Asena'nin elindeki 16 mm'lik kopyalari iyi saklayip daha sonra yapimcilarinin, yönetmenlerinin hizmetine sunmasiyla olmustur. Örnegin Yilmaz Atadeniz'in Kilink Istanbulda gibi bazi filmleri bu arsivden çikmis ve Türk sinema arsivine kazandirilmistir. Cengiz Asena'ya bu vesile ile Türk Sinemasina yaptigi katkidan dolayi tesekkür ederiz.
(4) Genius'un maceralari 70'li yillarda Çizgiroman olarak Jungla mecmuasinin arkasinda dolgu malzemesi olarak Savci Gen Hippiler Arasinda adiyla, Killing Fotoromanlarinin basarisi sonrasi eli çabuk yayinci Bülent Hazer tarafindan yayimlanan ve pek uzun ömürlü olamayan Sex Fotoroman adli kitaplarda da fotoroman formatinda, degisik tiplerin serüvenleriyle dönüsümlü olarak kisa bir süre yayimlanmistir.
(5) Killing (Kiling / Kilink) furyasinda çekilen ve kaynaklarda adi bulunmayan ( ya da belirgin olmayan) bir Killing filmi de Kiling Sarisin Tehlike'dir. Yapim yili belli olmayan bu filmi Yavuz Figenli yönetmis, Oktay Gürsel, Aysel Tanju, Mine Soley, Oya Peri, Hüseyin Peyda ve Gönül Bayhan oynamislardir. Kameraman Enver Burçkin, Yapimevi Ümit Utku'nun sahibi oldugu Kervan Film. Bu bilgiyi benimle paylasan degerli dost Yener Çakmak'a tesekkür ederim.
(6) Edwige Fenech'li ve Femi Benussi'li Disi Tarzan filmleri için detayli bilgi arayanlar 'Geceyarisi Sinemasi' dergisi, No: 16 / Kis 2003 sayisindaki, Kaya Özkaracalar'in 'Edwige ve Femi'nin Disi Tarzan Filmleri' adli makalesine bakabilirler.

KAYNAK:http://fantastiksinema.blogspot.com/




eXTReMe Tracker